Serbest Stil Yüzme Kol Tekniği

By on 20 Ekim 2016

Merhaba.
Bu bölümde kol mekaniği ile ilgili konuşacağız. Kol ile ilgili bilmeniz gereken en önemli prensip,bilimsel olarak söyleyeyim (birazdan bunun izahını yapacağım) Düz – Bükülü – Düz prensibidir.Yani bir kol ziklesinde özellikle serbest yüzme stilinden bahsedersek ki en çok uygulanan stildir, en çok tercih edilen stildir serbest stilde bir kol ziklesi yani bir kolun başladığı noktadan tekrar aynı noktaya dönmesine kadar olan zamanda kullanılan kol mekaniği düz-bükülü-düz mantığı ile çalışır.

Bu ne demektir?

Örneğin başlangıç noktasını sıfır kabul edersek, dikkat ederseniz uzandığımızda kolumuz düzdür. Çekiş sırasında bükülü hale gelir. Tam simetrik olduğunda yani arkadan çıkarken düzdür. Toparlanma safhasında da kol yine bükülüdür. Özellikle iyi yüzme bilmeyen bunun eğitimini almamış kişiler fazlardan bazılarını ihmal ederler. Dolayısıyla, bir nevi yüzerken kendi kendilerini frenlemiş olurlar. Ters yönde sürtünmeyi arttırarak. Bu nedemektir, şöyle göstereyim size..

Birinci faz: Uzandım (düz)
İkinci faz: Bükülü (Suyu çektiğim fazdır)
Üçüncü faz ise: Arkadan kolumun çıktığı,yani suya bastırdığım fazdır.
Son olarak elim, yine bükülü mantıkla ileri doğru uzanacaktır. bükülü-düz, bükülü-düz……….

Çoğunlukla insanlar bunu tercih etmez, kullanmaz bilmedikleri için. Genelde düz olarak kollarını atarlar. düz-düz-düz-……. sürekli düz … Bu da bir süre sonra omuzda yorulmalara sebep olur. Ve artık arkadan çıktıktan sonra kol suya çarpmaya başlar. Halbuki çarpmaması lazım, çünkü havadaki sürtünme ile sudaki sürtünme farklıdır. Elinizi suya çarpmamalısınız, aksi halde ters yönde frenleme yapmış olursunuz bu da hızınızı kesecektir, rahat yüzmenizi engelleyecektir. Dolayısıyla kol çekişin yarısı su içinden, yarısı da su dışından yapılmalıdır, bunu unutmayalım. Özellikle ilerlememizi sağlayan safha, su içinden çekiştir. Ama su dışından yapılan çekişte havadan yapılmalı ki; hızımız kesilmesin. Bunu sağlamanın en iyi yolu da; düz-bükülü-düz prensibini kullanmanızdır. Aksi halde sürekli omuzlarınıza yük binecektir ve aşırı strese maruz kalan kaslarınız yorulacaktır. Sonuçta da bir süre sonra kesileceksiniz. Yani uzun mesafe yüzemeyeceksiniz. Halbuki düz-bükülü-düz prensibi ile kol atarsanız nispeten daha uzun mesafe yüzebileceksiniz. Dikkat edin şu an kolumu uzattım ve omuzum sayesinde kolum gergin duruyor. Çekerken yine omuzdan güç aldığımı kabul edin, tekrar elimi arkadan çıkardığımda kolumun omuzdan güç aldığını kabul edin, dolayısıyla tüm işi sürekli omuz yapacaktır. Halbuki bunu yaparken dirseğinizi bükerseniz, yükün bir kısmını kol kaslarınızda taşımız olursunuz. Böylece omuzun yükünü biraz olsun hafifletmiş, kol kaslarınızdan da destek almış olursunuz. Bir kez daha göstereyim… Su içindeki çekişte bizim ilerlememizi sağlayan faktör; her ne kadar dikkat edilmese de doğru kol çekişidir. Dolayısı ile kol hareketimizin pozisyonu uzayda bir S harfi çizer gibi olmalıdır. Elimden geldiği kadar göstermeye çalışayım.. Elim vücudumun diğer tarafına geçmemeli. Uzandım, dirsekten büktüm, vücudumun dik yarısı, arkadan çıkıyor. Tekrar uzandım.. ( kolum S çiziyor )… Burada el bileğiyle bir işimiz yok. Sadece dirsekten ve omuzdan koordineli çalışmalar.. Uzayda bir S çizerek çekişi gerçekleştiriyorum. Arkadan çıkarken de dirseğimi mümkün olduğu kadar yukarı kaldırıp, omuzumun rahatlamasını sağlıyorum. Düz-bükülü-düz prensibinde kolunuzu her büktüğünüzde dediğim gibi kaslarınız dinlenecektir, rahatlayacaktır. Böylece daha uzun mesafe kat edebileceksiniz.

 

Son olarak aklımda olan bir konudan daha bahsedeyim:

Özellikle bizler yüzerken ellerimizi takip ederiz. Farkında olalım ya da olmayalım. Elimiz nereden suya giriyor bakarız. Halbuki dikkat etmediğimiz son bir safha vardır: Arkadan nereden çıktığıdır. Bu çok önemlidir. Sizin hakkınız olan tam kolu kullanın.

Toparlamam gerekirse; Bakın kulak hizasından uzandım, asla dirseğimizi içe doğru bükerek yüzümüzün diğer tarafına kaçırmamalıyız. Bakın şu şekilde yapılan hatalar var.. Böyle kol atanları mutlaka görmüşsünüzdür. Bu hatalı koldur !. Doğrusu şöyledir: Kulak hizasından uzanır ileri doğru, asla benim soluma doğru kaçmaz. Bakın burada çok önemli olan bir şey var: Kol tamamen arkaya kadar uzanmadan, yarı yolda çıkarmayın. Tamamen arkaya kadar çekmelisiniz. Ve son hamle olarak bileğiniz suyu dışarı ve yukarı püskürtecek şekilde hamle yapmalı. Elimizin baş parmağı adeta bacağımıza deyecekmişçesine yakından geçmeli ve kolumuz arkadan çıkmalı. Bakın şu hatadır: Böyle yaparsanız hakkınız olan mesafeleri kullanmıyorsunuz demektir. Halbuki el nereden suya giriyorsa tam simetrisinden geriden çıkmalı ve suya çarpmadan uzanmalı. Çift kol yapmaya çalışayım, dikkat edin.. Kollar simetrik olarak birbirini kovalıyor ve yine düz-bükülü-düz mantığı ile çekiş gerçekleşiyor. Anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Toparlamam gerekirse:

Mutlaka çekiş sırasında kolunuzu bacağınızın yanından geçecek şekilde arkaya kadar çekmeniz,sudan çıkarken bilek hareketinizi unutmamanız önemlidir. En önemlisi de; çok dikkat ettiğim bir nokta: ileri doğru uzandığınızda asla dirseğinizi büküp elinizi yüzünüzün diğer tarafına doğru geçirmemeniz. Bu hem önünüzü görmenizi engeller hem de sizi frenleyen bir unsurdur. Dolayısıyla kulak hizasından uzanarak çekişi gerçekleştirebilirsiniz.

Teşekkür ederim.

Serkan Özkeskin Youtube Kanalı >>

İyi seyirler diliyoruz.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir