Olimpiyat Ateşi
Citius-Altius-Fortius (En hızlı-En yüksek-En güçlü): Bu 3 olgu olimpik onuru temsil eder. Olimpiyat ateşinin ayrı bir anlamı vardır. Olimpist ruha armağan olsun.
Olimpiyat ateşi ve meşale
Olimpiyat ateşi ve meşalenin modern olimpiyat oyunlarında insanoğlunun ateşin hayatla olan ilgisine atfettiği olumlu değerlerin bir göstergesi gibidir. Antik olimpiyatlarda olduğu gibi olimpiyat ateşini taşıyanlar dünyaya “silahlarınızı bırakın” mesajını verirler. Olimpiyat ateşi antik olimpiyatlarda olduğu gibi Yunanistan’daki Olimpiya’da yakılır. Bu uygulama oyunların tarihi kökeniyle kurulan bir bağ niteliğindedir.
Ateş yalnızca mercekle yakılabilir
Olimpiyat ateşi eskiden de olduğu gibi yalnızca bir mercek aracılığıyla yakılabilir. Meşale böylece tutuşturulduktan sonra yola çıkar.
Ya günışığı yeterli değilse?
Ateş, oyunların başlamasından birkaç ay önce yakılır. Önlem olarak resmi törenden birkaç gün önce güneşli bir günde yine geleneksel yöntemle mercek aracılığıyla yakılan ateş korunur ve meşale böylece tutuşturulur.
İlk meşale turu
1936′da Berlin Olimpiyatları’nın organizasyon komitesi genel sekreteri olan Carl Diem meşale turunun olimpiyat programına dahil edilmesini önerir. Böylece Olimpiya’da yakılan ateş Berlin’e getirilir ve ilk meşale turu gerçekleşmiş olur.
Ancak bu ilk turunda meşale birçok güçlükle karşılaşır:
• Olimpiya’daki antik alana ulaşmak çok güç olduğundan sırf bu iş için yeni yollar yapılır.
• O dönemde güzergahın planlaması bile epey zordur. Planlama işi için bir sürü yolculuk yapılması gerekir.
• Meşale ateş kazanı gibi uygun gereçlerin o dönemde bulunmaması nedeniyle bu işe özel araştırma geliştirme çalışmaları yapılır. Güneş ışığı ve optik gereçlerle birçok deney gerçekleştirilir.
Kış Olimpiyatları ve Meşale
Kış olimpiyatları kapsamındaki ilk meşale turu 1952 yılında Oslo Olimpiyatları için gerçekleştirilir.
Tur Yunanistan’daki Olimpiya’dan değil Norveç’teki Mordegal’den başlar.
1964′teki Innsbruck Olimpiyatları’yla birlikte kış olimpiyatları için düzenlenen meşale turları da artık Olimpiya’dan başlatılır.
Meşale
Her bir olimpiyat için farklı bir meşale tasarlanır. Bu tasarımların teknik standartlara uyması gerekir.
Meşale turu boyunca ateşin hiç sönmemesi şarttır.
Meşalenin farklı hava koşullarına (rüzgar, yağmur, kar veya aşırı sıcak hava gibi) ve farklı taşıma koşullarına (havada ya da suda taşınabilir) dayanabilmesi gereklidir.
Meşale, taşıyıcının karşılaşabileceği herhangi bir soruna karşılık turun herhangi bir ayağında öngörülen taşıma süresinden daha uzun süre yanabilmelidir.
1936′da ilk meşale turunda bu standartların hepsini karşılayacak bir meşale olmadığı için en uygun meşale şeklini ve yakıtını bulmak için birçok deney yapılmak zorunda kalınmıştır.
Olimpiyat tarihinde meşale yakıtı olarak magnezyum, barut, reçine, zeytinyağı gibi birçok yakıt denendikten sonra günümüzde gaz kullanılmaktadır.
İlk dönemlerinde meşalenin tasarımı aşağı yukarı aynı olurdu. Ancak zamanla her bir meşale olimpiyatın karakterini yansıtacak şekilde tasarlanmaya başlandı. Örneğin 1998 Nagano Olimpiyatları’nda kullanılan meşale Japonların “taimatsu” meşalesinden esinlenilerek tasarlandı. Sydney 2000 Olimpiyatları’nın meşalesiyse ünlü Sydney Operası’nın ve Bumerangın şeklini andırıyordu. Atina 2004 meşalesi ise bir zeytin dalından yola çıkılarak tasarlandı.
Taşınan meşalelere ne oluyor?
Bugün her bir olimpiyat için birçok meşale üretiliyor. Meşale taşıyıcıları taşıdıkları meşaleyi satın alabiliyorlar.
Meşale tarihinden kilometre taşları
1948 Londra: Modern olimpiyatların ikinci meşale turu 2. Dünya Savaşı sonrası bir barış kutlaması niteliğindeydi. Meşale modern olimpiyatların babası Pierre de Coubertin’e saygı için Lozan’a (İsviçre) uğradı ve de Coubertin’in buradaki mezarında bir tören düzenlendi.
1952 Helsinki: Olimpiyat ateşi ilk uçak yolculuğunu gerçekleştirdi.
1956 Melbourne: Meşale ilk kez Güney yarım küreyi ziyaret etti.
1960 Roma: Meşale ilk kez televizyona çıktı.
1968 Meksika: Olimpiyat ateşi Teotihuacan’daki Büyük Ay Piramidi’ne götürüldü. Burada Aztek geleneklerine göre 52 yıllık döngünün tamamlanmasını kutlamak adına bir de “Yeni Ateş” töreni düzenlendi. Şafakta günün yeniden ışıması dünyanın yenilenmesini simgeliyordu.
1988 Seul: Meşaleyi stadyuma getiren atlet 1936′daki Berlin Olimpiyatları’nda maraton şampiyonu olan Sohn Kee-Chung’du. Sporcu o zaman Kitei Son adıyla yarışmış ve Kore Japon egemenliğinde olduğu için madalyasını Japonya adına almıştı. Yıllar sonra Koreliler kendi adlarına bu başarıyı kutlama olanağı buldu.
1992 Barselona: Olimpiyat kazanındaki ateş Antonio Rebollo’nun attığı bir alevli okla yakıldı.
1994 Lillehammer: Kış Olimpiyatları’nda olimpiyat ateşi stadyuma bir kayakçının ellerinde uçarak girdi.
2000 Sydney: Olimpiyat ateşini Syndney’de karşılayanların sayısı yaklaşık bir milyondu.
……..
0 comments