Eğitmenin Fiziki Görünüşü Nasıl Olmalıdır?
Çok sevdiğim ve her zaman tekrarladığım bir söz vardır: “ Nasihat edeceğine, model ol” diye.
Yüzmenin insan vücuduna kazandırdıkları hemen hemen her ebeveyn tarafından biliniyor. Anne babalar, çocuklarının fiziksel ve ruhsal gelişimlerine olumlu katma değer sağlayacağından emin oldukları için yüzme branşını tercihlerinin en başına koyuyorlar. Keza bu durum yetişkinler için de geçerli.
Göbeksiz erkek balkonsuz eve benzer!
Orta yaşlı olup da bu avuntu cümlesini bilmeyen Türk erkeği sanırım yoktur. Göçebe yaşayan ve şavaşçı atalarımızdan aldığımız genetik miras gereği biz Türk erkeklerinin göbek ve bel çevresinde yağlanma söz konusudur. Uzun göç ve savaş dönemlerinde biyolojik yaşamına devam edebilmek için ihtiyaç duyacağı enerjinin göbek ve bel bölgesinde yağ molekülleri sayesinde biriktirildiği ve uzun açlık döneminde bu depodan beslendiği söylenir.
Ancak modern yaşama döndüğümüzde ise aşırı göbekli durumların sağlık sorunlarının da habercisi olduğunu görmekteyiz. Hal böyle olunca da bu olumsuz durumdan kurtulmak, obezite ile mücadele etmek adına kilomuzu kontrol altına almak için beden eğtimi ve spor yapıyoruz. Kilo vermek amacı ile yapılan sportif branşların belki de en başında yüzme gelmektedir. Sadece kilo vermek değil, yazımızın başında da belirttiğimiz gibi sağlıklı vücut gelişimi için de yüzme en ideal branştır.
Model olmak !
Çocuğunun elinden tutup bir yüzme kulübüne başvuran bir veli veya doktor tavsiyesi ile mecburen yüzmeye başlamak zorunda kalan bir kişinin, yüzme kulübünde yapacağı ilk görüşmede karşısındaki yetkili kişinin obez biri olduğunu gözünüzün önüne getirin. Hele hele bu yetkili kişi kayıt danışmanı değil de yüzme antrenörü ise manzara daha da vahim hale gelecektir! Sağlık için yüzmeye başlamak istiyorsunuz ama “yüzme” nin karşınızdaki kişiye pek faydası olmamış gibi görünüyor. Size ne anlatırsa anlatsın ne kadar inandırıcı olabilir ki. Bu sohbetten ileriye dönük bir motivasyon kaynağı çıkar mı?
Televizyonda yüzme yarışmalarını izleyen, geleceğin şampiyon adayı bir çocuk, izlediği organizasyonun tamamından etkilenir. Seyirciler, yüzücülerin fiziki yapıları, kullandıkları mayo ve gözlük gibi aksesuarların şıklığı, madalya seramonisi, foto muhabirlerinin başarılı sporcuya gösterdiği ilgi vb. birçok sahne çocuğun yüzmeye yönelmesinde etken olur. Bu gazla bir yüzme kulübüne kapağı atan bir çocuğun veya veli’nin karşısına göbekli bir yetkili çıkmamalı.
Uzun yıllar yüzücülük yapmış ve başarılı şampiyon bir yüzücü, zamanı geldiğinde sporu bıraktığı andan itibaren kilo almaya meyillidir. Bu durum sıklıkla karşılaşılan bir sorundur. Sporculuk yıllarında aşırı enerji harcayan ve bu enerjiyi karşılamak için fazla yemek yiyen bir sporcunun, aşırı enerji harcama durumu bitse bile maalesef yeme alışkanlığı bitmiyor. Sporu bıraksa bile yüzme camiasına katkıda bulunmak, yeni şampiyonlar yetiştirmek, tecrübe ve birikimlerini yeni kuşaklara sunmak isteyecektir. Bu da son derece normal ve hatta gereklidirde. Maalesef bu makalenin konusu onları da ilgilendiriyor. Onlar için zor olacağını biliyorum ama naçizane bu konuya dikkat etmelerini öneriyorum.
Serkan Özkeskin
2 Comments